İSTANBUL – Eşitlik Adalet ve Kadın Zirvesi Koordinasyonu toplantısında bir araya gelen kadınlar bir yıl boyunca nasıl bir örgütlenme içerisine girmeleri gerektiğini tartıştı.
Eşitlik Adalet ve Kadın Zirvesi Koordinasyonu, 30 Kasım 2017 tarihinde yapılan ve çok sayıda kadın kurumu, sivil toplum örgütü ile siyasi partilerden kadınların katıldığı Eşitlik, Adalet, Kadın Zirvesi’nde ortaya çıkan talepleri tartışmak ve bir yıllık yol haritası belirlemek amacıyla Taksim’de bulunan The Marmara Otel’de basın toplantısı düzenledi.
Geçtiğimiz günlerde de sonuç bildirgesini “Adalet için eşitlik istiyoruz” başlığıyla yayınlayan koordinasyonun toplantısına akademisyen, iletişimci, öğretmen, psikolog, mimar, siyasetçi, avukat ve kadın örgütlerinden çok sayıda kadın katıldı. Toplantı, zirveden kesitlerin sunulduğu sinevizyon gösteriminin yapılmasıyla başladı. Kadın dayanışması ve birlikteliğinin önemine dikkat çekilen sinevizyon gösteriminde çalan “Kadınlar vardır” parçası ise alkışlar eşliğinde dinlendi.
‘HEYECAN İÇİNDEYİZ’
Toplantıda ilk olarak konuşan Eşitlik Adalet Kadın Zirvesi Koordinatörü Gülseren Onanç, bin 500 katılımcının yer aldığı zirveyi hatırlatarak, “O günden sonra toplumsal cinsiyet eşitliğini yan yana durarak başarabildiğimizi gördük. Bugün gördüğümüz kalabalık ilgi de başardığımızın göstergesi. Heyecan içindeyiz” dedi. Zirveden 4 başlığın ortaya çıktığını dile getiren Onanç, “Adalet kavramı öne çıktığı için yargıdan beklentiler sıralandı. Siyasi parti liderlerinden beklentiler vardı. Sivil toplumdan beklentiler en önemli kısmıydı. Amacımız da zirvenin sonucunda sivil toplumu bir araya getirip aksiyon planı ortaya çıkarmaktı. Seçim süreçlerine giriyoruz, taleplerimizi dillendirdiğimiz bir süreç oluyor. Geleceğe yönelik toplumsal cinsiyet konusunda nasıl ortaklaşabiliriz üzerinden tartışmalar yürütmek istiyoruz” dedi.
‘KADINLARIN İNSAN HAKLARI SÜREKLİ ÇİĞNENİYOR’
Ardından zirve komitesinde yer alan Prof. Dr. Fatmagül Berktay, zirvenin umut yarattığını söyleyerek, “Bu zirve, eşitlik olmadan adalet olmaz sloganıyla yapılmıştı. Günümüz Türkiye’sinde özel bir anlama geliyor bu. Güç yoğunlaşması iktidarların elinde son derece artıyor ve bütün bunların sonucunda kadınların insan hakları sürekli olarak çiğneniyor. Ulus devletler kendi güçlerinin azaldığını görüyorlar ve bunu da eşitsiz konumda olan kadınlar üzerinde katmerleştiriyor. 30 yılda kadınlar özel kazanımlar elde etti. Kadın erkek arasındaki eşitsizliğinin kabul edilmesi hayatın her alanında kadınların güçlendirilmesi anlamına geliyor. Bu, zirvede sürekli vurgulandı. Siyasal iradenin toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gidermek için çaba gösterdiği alanlarda şiddet de daha az. Yok olduğu anlamına gelmiyor tabi bu. Yaşam hakkı başta olmak üzere kadınların hakları ayaklar altına alınıyor. Şiddetin bütün kadınların başında sallanan Demokles Kılıcı olarak vurgulandığı kısım önemliydi zirvede. Bu bağlamda zirvede vurgulanan bir nokta, kadınların erkeklerin korumasına bağlı bireyler değil, özerk bireyler olduğu konusuydu. Bilinçli bir mücadele yürütüyor kadınlar ve fiili kazanımlar elde ettik.
‘SÜREÇ ATAERKİL YAPIYLA ALAKALI’
Çocuk istismarı ve ensest olaylarının artmasının kadınların “erkeğin malı” olarak gören anlayışın sonucu olarak ortaya çıktığını ifade eden Berktay, şöyle devam etti: “Bu, hep olandı ve bugün arttı sadece. Meşruluk kazandı diyebiliriz. Bu süreç sapıklık ya da hastalık değil, ataerkil yapıyla alakalı. Zirvede kullandığımız dil ve üslubun da ne kadar önemli olduğuna dikkat çekildi. Eşitlik insan haklarının kalbinde yer alır. Eşitlik olmadan adalet olmaz. Akıl ve vicdan sahibi erkeklerin bunu fark etmesini ve toplumun her kesiminden kadınların bir araya gelmesinin demokrasi ve eşitlik mücadelesi açısından önemli buluyorum.”
KADIN GÜNDEMİNE DAİR TARTIŞMALAR YÜRÜTÜLDÜ
Konuşmaların ardından toplantıda bir araya gelen kadınlar, önümüzdeki bir yıl boyunca nasıl bir örgütlenme içerisine girmeleri gerektiğine ilişkin tartışmalar yürüttü. Kadın gündeminde yer alan bütün konulara çözüm üretmek amacıyla fikir alışverişinde bulunan kadınlar, sonuç bildirgesinde eksik kalan kısımlara dair de önerilerde bulundu. Beklenti ve taleplerin 4 maddede sıralandığı bildirgede, özellikle medyanın yer alması üzerine yapılan eleştiri kadın haberciliği konusunda önemli bulundu.
Kaynak :M.A